yumurtalık kisti için doğum kontrol hapı kullananlar
naskah drama ande ande lumut bahasa jawa. Yumurtalık Kisti Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir? Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistleri, kadınlarda yaygın olarak 20-45 yaşlarında görülmektedir. Bunun sebebi yumurtalıkların aktif olarak genellikle bu yaş aralığında kullanılmasıdır. Nadiren çocuklarda ve ileri yaşta da görülebilen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla iyi huylu olan bu kistler çok nadiren kansere dönmektedir. Genellikle genetik yolla, hormonal değişiklikler, yağ bezelerinde oluşan komplikasyonlar veya gelişimsel bozukluklar sebebiyle yumurtalık kistleriyle karşılaşılmaktadır. Gebelik oluşturmak için uygulanan tedaviler de yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlar sebebiyle yumurta kisti oluşumlarına sebep olabilir. Çoğu kist bir tehlike arz etmemekle beraber bazen kendiliğinden tedavi edilmeye gerek olmaksızın geçebilmektedir. Yumurtalık Kisti Nedir? Yumurtalık kisti tedavi edilir? sorusunun cevabı için öncelikle yumurtalığın ne olduğundan bahsetmek gerekir. Yumurtalık, kadınlarda rahmin iki tarafında yer alan ve progesteron ile östrojen hormonlarını üreten bir yapıdır. Kadın üreme sistemi için çok önemli olan bezlerdir. Bazen bu bezlerde içi sıvı dolu ve etrafı kist duvarı adlı dokuyla çevrili olan keseler oluşabilir. Bu keselere yumurtalık kisti adı verilir. Yumurtalık kistlerinin birden fazla çeşidi olup temel olarak iki gruba ayrılırlar Fonksiyonel Yumurtalık Kistleri En yaygın görülen zararsız türüdür. Yumurtlama döneminde farklılaşmaya başlayan dokudan gelişir. Çoğunlukla bir belirtiye sebep olmaz. Tedavi gerekmeksizin ay içinde kendiliğinden geçebilir. Fonksiyonel işlevsel yumurtalık kisti türleri şunlardır Foliküler Kistler Özellikle genç kadınlarda çok sık rastlanan bir yumurtalık kisti türüdür. Genelde hiçbir belirti vermez. Adet döneminden önce büyüyen yumurtaların çatlayamayıp büyümesi ile oluşur. Bu sebeple adet gecikmesine de sebep olabilir. Boyutları 2-3 cm' ye varan bu kistler çoğunlukla ay içinde tedavi edilmeden kaybolur ve herhangi bir yan etkiye sebep olmaz. Bu süre içinde kaybolmadığı durumlarda küçülmesi için doğum kontrol hapı kullanılması önerilir. Çok nadiren bu tedavi işe yaramayabilir ve cerrahi müdahale gerekebilir. Korpus Luteum Kisti Korpus Luteum adlı yapıya, sarı cisim veya sarı nokta da denmektedir. Döllenme gerçekleştikten sonra yumurtanın içinden çıktığı yapıdır. Erken gebelikte progesteron hormonu üretimini sağlayan yığın hücreler halindeki yapıya verilen addır. Hamileliğin 2. ayından sonra yok olması beklenir. Döllenme olmadığında ise yumurtanın içinde olgunlaşmasına olanak sağlar. Normal şartlarda yumurta bu yapıdan ayrıldıktan sonra korpus luteumun çatlaması gerekir. Kimi zaman bu yapı yok edilemez ve içi sıvı ile dolup kistleşir. Buna korpus luteum kisti denir. Yaklaşık 3 ile 7 cm arasında değişen boyutlara ulaşabilir. Hormon salgıladığı için adet düzensizliğine de sebep olabilir. Genelde tek yumurtalıkta oluştuğu gibi nadiren iki yumurtalıkta da görülebilir. Bu kistler 5 cm civarından daha büyük olmadığı veya bir komplikasyona sebep olup ağrı yapmadığı taktirde bir tedavi gerektirmez. Kendiliğinden yok olurlar ve adet dönemindeki kanamayla atılabilirler. Patolojik Kistler Dermoid Kist Çoğunlukla 30 yaş üstü kadınlarda görülen ve iyi huylu olan yumurtalık kisti türüdür. Yumurtalıklarda bulunan ve embriyo gelişimi için birçok farklı yapıya dönüşebilen kemik, sinir, kıl, diş, yağ, deri vb. dokular ve sarı renkli sıvılar taşıyan bu yapıların yumurtalıklarda kalıp kistleşmesiyle oluşur. Bu kist türü de çoğunlukla bir belirtiye sebep olmaz. Kansere dönüşme riski taşıyan kistlerdir. Bir komplikasyona sebep olmadığı ve büyümediği sürece düzenli takip ile kontrol edilir. Aksi taktirde cerrahi müdahale ile alınması gerekir. Endometrioma çikolata kisti Adet döneminde kanamayla atılan rahim dokusunun iç duvara yapışıp kalması ve burada büyüyüp her ay kanama yaparak büyümesi ile oluşur. Adının çikolata kisti olmasının sebebi içindeki sıvının çikolatayı andıran koyu kıvamlı kahverengi - koyu kırmızı bir renk olmasıdır. En yaygın belirtisi ağrılı ve düzensiz adet görmedir. Yumurtalık kisti nasıl tedavi edilir? Kistler küçük boylarda olduğunda ilaçla tedavisi mümkündür. Eğer tersi bir durum varsa kısırlık ve sürekli büyüme riski olduğundan cerrahi müdahale gerekir. Polikistik Over Sendromu çoğul yumurtalık kisti Bu sendrom, hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan hormonun düzensizliği sebebiyle ortaya çıkar. Bu hormon kadınlarda yumurtalıkların, erkeklerde ise testislerin işlevlerini kontrol eden bir hormondur . Düzenli yumurtlayamama ve dolayısıyla çatlayamamış yumurtaların yumurtalıklarda birikmesiyle karakterize olan bir yumurtlama bozukluğudur. Belirtileri az sıklıkta adet görme veya uzun bir süre hiç görmemedir. Diğer bir belirti de androjen hormonu seviyesinin kanda yükselmesidir. Androjen hormonu, erkeklerde en yüksek seviyede üretilen hormondur. Erkek ikincil cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu hormonun kadınlarda yükselmesi saç dökülmesi, tüylenme gibi belirtilere sebep olabilir. Bunun dışında verdiği belirtiler artan kilo, sivilcelenme, kısırlık, baş ağrısı, insülin direnci, iltihap, adet düzensizliği, ciltte kararma olarak karşımıza çıkar. Kanser Şüphesi Olan Kistler Kist ultrasonografik yöntemle incelendiğinde kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olduğu anlaşılabilir. Bunun işareti kistin katı kısmının sıvı kısmından daha çok olması yani sertleşmiş olmasıdır. Bu tür kistler cerrahi müdahale gerektirir. Ameliyat sırasında çıkarılan parça patolojik olarak değerlendirilir. İyi veya kötü huylu olmasına göre operasyona devam edilir. Yumurtalık Kisti Belirtileri Nelerdir? Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Bazen kistler hiçbir bir ağrı yapmayıp bir belirti göstermeyebilir ve muayene sırasında tesadüfen fark edilebilir. Bunlar kolayca tedavi edilir. Yumurtalıklarda oluşan kistler diğer organlarda oluşan kistler gibi genellikle organda işlevsel bir bozukluğa sebep olmaz. Bu sebeple belirti olmayabilir. Belirti görülen durumlarda bunlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir Kasıklarda ağrı Karında ağrı ve şişlik Adet düzensizliği, adet görememe Ağrılı adet görme Sindirim sistemi bozuklukları İdrar yolu şikayetleri İlişki sırasında ağrı Mide bulantısı, kusma Göğüslerde hassasiyet Kalça pelvis bölgesi ve uyluklarda ağrı Ele kitle gelmesi Gebe kalamama Anormal kilo artışı Tüylenme Doktora başvurmanızı gerektiren ciddi semptomlar ise şunları içerir Geçmeyen mide bulantısı, kusma İştah kaybı Yüksek ateş Şiddetli ağrı Bu belirtilerin görüldüğü durumlarda hemen tıbbi müdahale veya ilaç tedavisi gerekmektedir. Belirti göstermiyor olsa bile bir yumurtalık kisti tespit edildiğinde uzman tarafından düzenli takip edilmek istenebilir. Bunun sebebi ileride herhangi bir soruna sebep olmayacağından daha fazla büyümeyeceğinden veya kötü huyluya dönmeyeceğinden emin olmaktır. Yumurtalık Kisti Nasıl Teşhis Edilir ? Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistinin teşhisi genellikle rutin bir muayene ile yapılır. Gerekli gördüğünde doktor ekstra tetkikler isteyebilir. Bu tetkikler şunları içerir Ultrasonografi İnsan kulağının işitemeyeceği yüksek frekanslı ses dalgaları ile organların görüntüleme yapılır. Kistin durumunun tespit edilmesini sağlayan zararsız bir yöntemdir. Jinekolojik kistlerin boyutları ve türü hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Kullanılan en yaygın görüntüleme yöntemidir. Doppler Ultrasonografi Halk arasında renkli ultrason olarak bilinir. Damarlardaki kanda bulunan kırmızı kan hücrelerinin her birine çarpan ses dalgalarının yansımasına göre damarlanma durumunu ve dağılımını gözleme imkânı bulunur. Kötü huylu yumurtalık kistlerinin damarlanması fazla ve damar içi direnci düşüktür. Karından veya vajinal yoldan yapılabilir. CT Taraması Halk arasında yaygın olarak bilgisayarlı tomografi adıyla bilinir. Vücuttaki iç organların kesit görüntülerin ve anatomik yapısının görüntülenebildiği bir görüntüleme yöntemidir. Laparoskopi Karına büyük kesikler açmaya gerek kalmadan küçük bir delikten doğrudan iç organlara bakmaya yarar. Göbek deliğinden karına gönderilen minik bir kamera ile görüntüleme yapılır. Bu yöntem aynı zamanda hastalığı görüntülemenin yanında tedavi etmek için de kullanılmaktadır. Kan testleri Kan testi ile CA125 değeri ölçülür. Bu değer yumurtalık kanseri durumunda kanda çok yüksek çıkmaktadır. Bir kist oluşumunda bu değer olması gerekenin 3 katından daha fazla üretilmektedir. Bu madde çikolata kisti veya endometriozis olduğu durumlarda da yüksek çıkabilir. Bu sebeple HE4 maddesine de bakılmaktadır. Bu maddelerin ikisinin bir arada değerlendirilmesi daha tutarlı sonuçlar almaya yarar. Yumurtalık Kisti Nasıl Tedavi Edilir? Yumurtalık kisti nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistleri, yeterince büyüyüp diğer iç organlara baskı yapmadığı sürece anlaşılamazlar. Bu yüzden düzenli muayene ve kontroller yapılmalıdır. Aksi taktirde yumurtalık kisti kötü huylu olduğunda maalesef ancak ileri seviyelerde anlaşılmaktadır. Bu da tedavileri daha zor ve uzun kılmaktadır. Kistler için genel olarak belirli tedavi yöntemleri olsa da her kistin sayısına, büyüklüğüne, karakterine, verdiği belirtilere, hastanın yaşına, gebelik durumuna ve diğer fiziki ve biyolojik kondisyonlarına göre uygulanan tedaviler ve ilaçlar değişiklik gösterir. Hormonal bozukluklar ve adet düzensizliği de yumurtalık kistlerine yol açabilir. Bu sebeple bu durumlarda öncelikle kiste sebep olan hastalıklar tedavi edilmelidir. Edilmediğinde kist oluşumları sürekli tekrar edebilir. Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Genellikle çapı 5 cm’ den küçük olan, büyüme eğiliminde olmayan iyi huylu kistlerin kendiliğinden geçmesi beklenir. Eğer bazı belirtiler gösteriyorsa ağrı, adet düzensizliği doğum kontrol hapları veya hormon ilaçları ile kontrol altına alınır. İltihap kistlerinde uygulanan tedavi yöntemi antibiyotik ilaçlar kullanılmasıdır. Kistlerin büyümediğinden ve kötü huyluya dönmediğinden emin olmak için takip gereklidir. 5 cm’ den büyük ve sürekli büyüdüğü tespit edilen, hastanın günlük yaşantısını etkileyecek şekilde ağır belirtiler veren ve hastanın sağlığını tehdit eden kanser şüpheli yumurtalık kisti için cerrahi müdahale gereklidir. Cerrahi müdahale gerektiren kist özellikleri şu şekilde sıralanabilir Kistin boyunun büyük olması 5 cm’ den büyük Kistlerin sürekli büyümeye devam ettiğinin görülmesi Çok şiddetli belirtiler vermesi İlaçlı tedaviye cevap vermemesi Kistin kötü huylu olma riski Kistin torsiyon burkulma veya yırtılma patlama riskinin yüksek olması Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Daha küçük çaplı kistlerde küçük kesiklerle sadece kistin kendisi çıkarılabilir. Aynı zamanda kanser riski olan ve büyük kistlerde yumurtalıklar ve uterus da çıkarılabilir. Özellikle menopoza girmiş hastalarda bu daha olasıdır. Doğum yapmamış hastalarda ameliyat üreme fonksiyonları açısından risk taşıdığı ve kalıcı hasarlara neden olabildiğinden kullanılan daha pratik bir yöntem vardır. İğne ile yumurtalık kisti içindeki sıvının boşaltılması yoluyla da tedavi edilebilir. Bu işlem dakikalar sürmektedir. Ayrıca ameliyatın getirdiği hiçbir komplikasyona sebep olmaz. Hasta ağrısız bir şekilde iyileşebilir. İlaç tedavisi ile desteklenerek tedavi başarısı artırılabilir. Torsiyon burkulma veya yırtılma gibi bir durum olmadığında gerekli tetkikler yapılır. Belirlenen tarihte cerrahi müdahale yapılır. Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Sürekli büyüme eğiliminde olan kistler iç basınç artışı sebebiyle dönme hareketi yapmaya başlar. Bu şekilde kendi kendilerini boğma veya yırtılma gibi sorunlara sebep olabilirler. Eğer kistte torsiyon veya yırtılma olmuşsa acil ameliyat gereklidir. Acil yapılan hazırlıksız ameliyat şartlarında yumurtalığın kaybedilme riski bulunur. Bu nedenle kistlerin takibinin düzenli ve dikkatli yapılması önemlidir. Bu duruma gelmeden kontrol altına alınmalıdır. Bu gibi acil durumlarda müdahalenin hızlı olması gerekir. Dolayısıyla ameliyatın kapalı yapılması şansı da kaybolmaktadır. Yumurtalık kisti ameliyatında kullanılan iki çeşit cerrahi yöntem vardır Laparoskopi Açık ameliyattan daha farklı bir yöntemdir. Göbek deliğinden ve karından sadece 50-100 mm boyutlarında minik kesikler açılarak yapılan bir kapalı ameliyat yöntemidir. Genel anestezi uygulanır. Yumurtalık kistlerinde ilk cerrahi yöntem olarak kullanılması tavsiye edilir. Büyüme eğiliminde olmayan ve kanser riski taşımayan iyi huylu kistler için kullanılır. Göbek deliğinden sokulan iğne ile karına karbon dioksit gazı verilerek karın boşluğu şişirilir. Böylece müdahaleyi yapmak için gerekli alan elde edilmiş olur. Daha sonra göbek deliğinde açılan kesikten ince ve uzun bir teleskop ile kiste ulaşılır. Yüksek teknoloji kameralar sayesinde 20 kat daha büyük ve ayrıntılı bir görüntüsü elde edilebilir. Ciltte büyük yara izleri bırakmaz ve kanlı bir işlem değildir. Kesiler küçük olduğundan enfeksiyon riski de en aza inmiş olur. Üreme sağlığı ve karın içi yapışıklık riskinin de düşük olduğu bir işlemdir. Estetik açıdan da laparatomiye göre daha avantajlıdır. Ameliyattan birkaç saat sonra hasta ayağa kalkabilir. Yatış süresi açık ameliyata göre çok daha kısadır. Laparotomi Tıpta abdominal explorasyon olarak adlandırılır. Hem tanı koymak amacıyla karın içini izlemek için hem de tedavi amacıyla karnı açmak kullanılır. Açık ameliyat türüdür. Büyük ve kötü huylu kistlerde bu yöntem kullanılmaktadır. Çok yaygın kullanılan bir yöntem değildir. Günümüzde cerrahi müdahaleler mümkün olduğunca az ve küçük kesiklerle yapılmak istenmektedir. Laparotomide açılan kesiklerin büyüklüğü yumurtalık kisti boyutuna göre değişmektedir. Bu kesikler 10–15 cm’ yi bulabilir. Bu yöntemde de genel anestezi kullanılır. Yapılan testler bazen teşhiste yetersiz kalabilir. Bu durumlarda net bir sonuca varmak için karın açıldığında gerekirse tedavi de uygulanabilir. Kistler çıkartılabilir. Böylece 2 kez ameliyat yapılıp hastayı yormaya gerek kalmaz. Gerekli görüldüğünde kistle birlikte yumurtalık veya uterusu da almak gerekebilir. Bu organlar çıkarıldığında onları besleyen lenf bezleri de alınır. Sadece kistin çıkarılması yöntemine kistektomi, kistle birlikte yumurtalığın da çıkarılmasına ooferektomi adı verilir. Genel olarak bir değerlendirme yaparsak yumurtalık kistleri kadınlarda çok sık görülen bir durumdur. Yumurtlama yaptığı dönem boyunca her kadın birçok kez kist geliştirebilir. Kistler genellikle kendiliğinden yok olur, bir belirti göstermez. Gösterdiği durumda doktorunuz tarafından gerekli tetkikler istenir. Ardından doğum kontrol hapı ile tedavi edilebilir. Düzenli takip istenir. Çoğunlukla korkulacak bir durum yoktur. Kistlerin %90’ a yakını iyi huyludur. Cerrahi müdahaleyi gerektiren birkaç durum vardır Büyüme eğiliminde olması Şiddetli belirtiler vermesi Kötü huylu olma riski barındırması Diğer organlara baskı yapması Gebelik için tehlike oluşturması Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Daha küçük fakat belirti verip hastanın hayat standardını düşüren iyi huylu kistlerse genellikle kapalı ameliyat laparoskopi uygulanır. Büyük boyutlarda ve kanser riski taşımakta ise laparoskopi yapmak doğru değildir. Açık ameliyat laparotomi ile alınabilir. Bunun sebebi kötü huylu yumurtalık kisti alınırken patlatılmaması gerektiği içindir. Düzenli takip edilen ve doğru tedavi ile kontrol altına alınan yumurtalık kisti gebelik için de bir sorun teşkil etmez. Gebe adayında bulunan kist gebe kalmaya çoğunlukla engel değildir. Kısacası yumurtalık kistleri için büyük endişe duymak doğru değildir. Kistlerin kadın üreme sisteminin bir parçası olduğu unutulmamalıdır.
İstenmeyen gebeliklerin meydana gelmesini engelleyen ve doğum kontrol yöntemlerinden biri olan doğum kontrol hapı düzenli kullanım ile beraber gebeliği engelleyen en etkili yöntemler arasında yer alır. Kadınların adet görmesine engel olan ve gebelik için olması gereken yumurta gelişimini durduran ilaçlardan biri olarak bilinen doğum kontrol hapı kullanılırken dikkat edilmesi gereken durumlar bulunmaktadır. Özellikle istenemeyen gebelikleri önlemek için tercih edilen doğum kontrol hapı düzenli olarak kullanılması gereken ilaçlardandır. Bunun yanı sıra mutlaka doktor kontrolünden sonra kullanılmaya başlanmalıdır. Doğum Kontrol Hapı Nasıl Kullanılır? Gebeliği engelleyen yöntemlerden biri olan doğum kontrol hapı kadınların adet dönemi süresi içerisindeki üçüncü günde kullanılmaya başlanmaktadır. 28 gün boyunca doğum kontrol hapı günde bir kez olmak şartı ile içilmektedir. 28 gün süre boyunca günlük tek ilaç kullanımı ilacın genellikle gününün de yer aldığı bir çizelge ile takip edilebilmektedir. Unutulan ya da atlanılan günlerde bir önceki günler kesinlikle içilmez. İlaç sadece günde bir kez içilmesi gerekmektedir. 28 gün sonunda biten hapı bir sonraki ay için mutlaka adet görülmesi gerekmektedir. Adet görüldükten sonra yine adetin üçüncü günü yeni ayda tekrar kullanılmaya başlanır. Doğum Kontrol Hapları Kısılık Yapar mı? Doğum kontrol yöntemlerinden biri olan doğum kontrol hapı düzenli olarak kullanıldığında istenmeyen gebelikleri önleyerek düzenli adet görmeyi de kolaylaştırmaktadır. Fakat bazı bilinçsiz kullanımlarda kişiye yan etkileri oldukça fazladır. Bunlardan biri de uzun süre kullanım sonrasında kısır kalma korkusudur. Aslında sadece doğum kontrol haplarının kullanımı olan kişilerde kısırlık söz konusu değildir. Uzun süre kullanım olduğunda ve kesintisiz olarak kullanıldığında hormonlarda ve vücut sağlığında değişime sebep olmaktadır. Bu durum da genel olarak gebeliği geciktirebilmektedir. Doğum kontrol hapı genel olarak hormonların ağır işlemesine sebep olur. Bu yüzden kişinin uzun süre kesintisiz bu hapın kullanması gebeliğin gecikmesine ve hatta adetin sürekli olarak kesilmesine sebep olur. Hapın kullanımına ara verildikten sonra vücudun kendini toparlaması için gereken zaman dilimi kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Doğum Kontrol Hapları Ne İşe Yarar? Nelere Yol Açar? Bu süreç sonrasında kişi düzenli adet görmeye başlayabilir. Kısırlık ve doğum kontrol haplarının doğrudan bir ilişiği bulunmamaktadır. Daha sağlıklı vücuda sahip olmak için kadınların adet görmesi gereken yaş aralıklarında düzenli adet görmesi hamile kalmayı da etkileyebilmektedir. Kadınların diğer doğum kontrol yöntemlerinden daha sağlıklı yöntem olduğu düşünülen doğum kontrol hapları ayrıca kist tedavilerinde de tercih edilen ilaçlardan biridir. Ayrıca adet düzensizliği olan kişiler için de tavsiye edilmektedir. Doğum kontrol hapları kullanılırken beslenmeye dikkat edilerek hapın yan etkileri de en aza indirilebilmektedir. Böylece düzenli olarak hem adet dönemi takip edilebilir hem de istenmeyen gebeliğin oluşmasına engel olunabilmektedir. doğum kontrol haplarıdoğum kontrol haplarının kullanımıdoğum kontrol hapları kısırlık yapar mı 1500 Kalorilik Diyet ile Ayda Kaç Kilo Verilir? Zayıflayanlar ve Yorumları
Doğum kontrol hapları istenmeyen gebeliklerden korunmak için kullanılan ağızdan alınan hormon içeren ilaçlardır. Bu yöntem istenmeyen gebeliklerin önlenmesi açısından etkili ve yan etkisi oldukça azdır. Dünyada ilk olarak 1960 yılında ABD’de onay alarak kullanılmaya başlanan bu ilaçlar özellikle kadınların yaşamında büyük değişiklikler yaratmıştır. Bu hapların kullanılmasıyla istenmeyen gebeliklerin önlenmesi kadınların aile ve meslek hayatında daha özgür olmasını sağlamıştır. Doğum kontrol haplarının içinde çoğunlukla estrojen kadınlık hormonu ve birlikte progesteron bulunur. Bu hormonlar hap kullanan kadınlarda yumurtlamayı durdurarak ve döllenmiş yumurtanın rahim içine yerleşmesini engelleyerek gebelik olmasını engeller. Bu hapın kullanımı sırasında aynı zamanda rahim ağzındaki salgının yoğunluğu artar, bu değişiklik de spermlerin rahim içine girmesini zorlaştırır. Bazı doğum kontrol haplarında estrojen bulunmaz, tek başına progesteron bulunur. Bu tür haplar kadınların bebek emzirme döneminde kullanmaları için uygundur. Bazı doğum kontrol haplarında trifazik haplar hormonların miktarı kadınların normal adet döngüsüne benzemesi açısından üç farklı biçimde düzenlenmiştir. Bu tip doğum kontrol haplarında kadınların olabildiği kadar az dozda hormon almaları ve böylece yan etkilerin de azaltılması amaçlanmıştır. Doğum kontrol hapları bazen istenmeyen gebeliklerin önlenmesi dışındaki nedenlerle kullanılabilir. Bu haplar içerdikleri hormonların etkileriyle kadınlarda adet sancısı, yumurtalık kisti, endometriosis çikolata kisti veya aşırı kıllanma gibi sorunlarda işe yarayabilir. Doğum Kontrol Hapları Nasıl Kullanılır? Doğum kontrol hapları günde bir defa alınır, bazı yan etkileri azaltmak için istenirse tok karnına kullanılabilir. Doğum kontrol hapları ilk defa kullanılacaksa adetin ilk günü başlanır. Bundan sonra günde bir defa kullanmaya devam edilir, bu arada adet kanaması bitecektir. Doğum kontrol hapları her gün aynı saatte unutmadan düzenli olarak kullanılmalıdır. Doğum kontrol hapı kullanımı – Başlangıçta bulunduğunuz güne ait tableti kullanırsanız zaman içinde karışıklık önlenmiş olur.Büyütmek için tıklayın Doğum kontrol haplarının kutuları içinde çoğunlukla 21 hap bulunur. Bu nedenle 21 gün boyunca ara vermeden haplar kullanılmalı, sonra yedi gün beklenmelidir. İkinci kutu bu yedi günlük aradan sonra adetin hangi günü olduğuna bakılmaksızın kullanılmaya başlanmalıdır. Bazı doğum kontrol haplarının kutusunda ise 28 hap bulunur, bunların kullanımı sırasında yedi gün ara verilmeden tekrar ikinci kutuya başlanır. Böylece adet hapların kullanımı sırasında başlar ve biter. Doğum Kontrol Hapları Düzensiz Kullanılmamalı Bu hapların Kullanımı sırasında unutma olasılığını azaltmak için ambalajı üzerinde haftanın günleri yazılıdır. Doğum kontrol hapı kullanan bir kadın başlangıçta kullandığı hapı haftanın yazılı gününe denk getirirse daha sonraki günlerde kullanımı takip etmek kolaylaşacaktır. Doğum kontrol hapları bir gün unutulursa hatırlandığı zaman alınması veya ertesi gün iki hap birlikte alınması durumunda koruyucu etkisi devam edecektir. Fakat birden fazla hap unutulursa veya unutulan hap yumurtlama zamanına yakın dönemdeyse koruyucu etki azalabilir. Böyle durumlarda hap kullanımına devam edilmelidir fakat başka bir gebeliği önleyici yöntem, örneğin kondom prezervatif kullanılmalıdır. Doğum kontrol hapları kullanımı yarım bırakılamaz, yani kullanımdan vazgeçilmesi durumunda kutunun içindeki hapların bitirilmesi gereklidir. Bunun yanında doğum kontrol hapları kullanılmaya başladığı ilk ay etkili biçimde gebelikten korumayabilir. Bu yüzden kullanımın ilk ayında başka bir yöntem ile gebelikten korunmaya devam etmek uygun olacaktır. Doğum Kontrol Hapı Yan Etkileri Doğum kontrol haplarının bazı durumlarda kullanılması sorun çıkarabilir. Örneğin sigara kullanımı, kan pıhtılaşmasına eğilim yaratan hastalıklar veya toplardamarlarda genişleme varis bulunması durumlarında doğum kontrol hapları kullanılması sağlık açısından tehlikeli olabilir. Uzun dönem doğum kontrol hapı kullanımında, özellikle yaşı 35’ten fazla veya sigara içen kadınlarda, bacaklardaki toplardamarlarda tıkanıklık görülebilir. Damarlarda tıkanıklık olursa özellikle bir bacakta şişlik, kızarıklık, ağrı ve ateş yükselmesi görülür. Bacakta damar tıkanıklığı hakkında bir şüphe ortaya çıktıysa doğum kontrol hapı kullanımı hemen bırakılmalıdır. Doğum kontrol hapları bazı kanser türlerinde kullanılmaması gerekir ama aynı zamanda bazı kanser türlerinin görülme şansını azaltır. Kadınlarda rahim içindeki dokularda endometrium veya memelerde kanser olması durumunda veya bu tür kanserlerin tedavisi sonrasında doğum kontrol hapı kullanılamaz. Bunun yanında uzun süre doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda yumurtalık ve rahim içindeki dokuların endometrium kanseri olma şansının azaldığı görülmüştür. Bunun nedeni büyük olasılıkla, bu hapların kullanımı sırasında yumurtalık ve rahim içi dokuların hormonal baskı altında kalmasıdır. Bu haplar çok sık görülmese de kullanılmaya başladıktan sonra kısa veya uzun dönemde değişik yan etkiler yaratabilir. Bu hapların kullanılmasıyla bulantı, baş ağrısı, göğüslerde hassasiyet, bir miktar kilo alınması, düzensiz adet kanaması veya ruhsal durumda değişiklikler görülebilir. Yan etkiler çok sorun yaratmıyorsa hapların kullanılmaya devam edilmesi gereklidir, zaman içinde bu ilk yakınmalar azalacaktır. Doğum kontrol hapları uzun dönem kullanımlarında adetler çok azalabilir hatta tamamen kesilebilir. Bu biçimde adetlerin az olması çok korkulan bir yan etki değildir. Böyle bir durumda gebelik testi yapılır ve gebelik yoksa doğum kontrol hapına eskisi gibi devam edilebilir. Doğum kontrol hapı kullanılırken “rahmi dinlendirme” amacıyla ara verilmesi tamamen yanlıştır. Böyle bir ara verilmesi durumunda hapların gebelikten koruma etkisi ortadan kalkacaktır.
Your access to this service has been limited. HTTP response code 503 If you think you have been blocked in error, contact the owner of this site for assistance. If you are a WordPress user with administrative privileges on this site, please enter your email address in the box below and click "Send". You will then receive an email that helps you regain access. Block Technical Data Block Reason Access from your area has been temporarily limited for security reasons. Time Sat, 13 Aug 2022 10640 GMT About Wordfence Wordfence is a security plugin installed on over 4 million WordPress sites. The owner of this site is using Wordfence to manage access to their site. You can also read the documentation to learn about Wordfence's blocking tools, or visit to learn more about Wordfence. Click here to learn more Documentation Generated by Wordfence at Sat, 13 Aug 2022 10640 computer's time .
İstenmeyen gebeliklerden korunmak için yaygın olarak kullanılan doğum kontrol hapları, aile planlamasının vazgeçilmez parçasıdır. İlk olarak 1960 yılında kullanımına başlanan doğum kontrol hapı, günümüzde dünya çapında yaklaşık 140 milyon kadın tarafından kullanılmaktadır. Bu bakımdan incelendiğinde doğum kontrol hapları, istenmeyen gebeliklerin engellenmesinde büyük öneme sahiptir. Doğum kontrol hapı, kurallarına riayet edilerek kullanıldığında gebelik oluşumunu neredeyse %100’e varan bir etkinlikle önlemektedir. Bu hapların tam olarak ne olduğunu ve ne işe yaradığını anlatmadan önce, adet döngüsünden bahsetmek gereklidir. Adet döngüsü, kadınların günlük hayatlarını ve vücutlarını en çok etkileyen fizyolojik olaylardan birisidir. Ortalama 28 gün boyunca devam eden adet döngüsünde hormon sisteminin dengesi çok önemlidir. Adet döngüsünün ilk 14 gününde adet kanamasının ilk gününden itibaren ovülasyon işlemi başlatılır ve rahmin iç yüzeyi yeniden kalınlaşmaya başlar. Bunu takip eden 14 günde ise rahim duvarı döllenmeye hazırlanır. Bu süreçlerin düzenli bir şekilde yürütülmesi için östrojen hormonu ve progesteron hormonu çok büyük görev üstlenirler. Eğer kişide 28 gün sonrasında herhangi bir gebelik başlangıcı yoksa vücut progesteron miktarını düşürür ve böylelikle adet kanaması olarak bildiğimiz durum meydana gelir. Bu döngü birçok kadında sorunsuz şekilde devam eder. Fakat bu durum herkeste böyle ilerlemez. Bu döngüde problem yaşayan hastalar da doğum kontrol hapı kullanırlar. Doğum kontrol haplarının toplumdaki yaygın bilinen işlevi aile planlamasında kullanılması olsa da, çeşitli hormonal ve kadın hastalıklarında tedavi edici olarak da kullanımı vardır. DOĞUM KONTROL HAPINI KİMLER KULLANIR ? Doğum kontrol hapları, kısa vadede çocuk yapmak istemeyen, adet düzensizliği yaşayan, yoğun ağrılı adet dönemleri geçiren ve çeşitli kadın hastalıklarına sahip olan kişilerde kullanılabilir. Aynı zamanda eğer kişinin yumurtalıklarında ve rahminde iltihaplı doku oluşumu varsa kişiye doğum kontrol hapı tavsiye edilebilmektedir. Fakat kişinin bu sorunlardan birine veya birkaçına sahip olduğu durumlarda bile kendi başına doğum kontrol hapı kullanma kararı alması yanlış olur. Bazı durumlarda doğum kontrol hapının da çeşitli yan etkileri ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla doğum kontrol hapı kullanmak isteyen kadınlar için en uygunu bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına muayene olmak olacaktır. Genel olarak baktığımızda ise doğum kontrol hapı çoğu durumda kullanılabilir. DOĞUM KONTROL HAPININ FAYDALARI Doğum kontrol hapları kolay ve etkili doğum kontrolü sağlar. Buna göre yalnızca doğum kontrol hapı yöntemini tercih eden çiftlerde istenmeyen gebelik oranları %0,3’e kadar azalır. Adet döngüsünün düzenlenmesinde en çok tercih edilen yöntemdir. Çok miktarda kanama ile sonuçlanan adet kanamalarında kanamanın azaltılmasını sağlar ve ağrılı adet döneminde ağrının azaltılmasına yardımcı olur. Adet öncesi huzursuzluk semptomlarının giderilmesinde faydalıdır. Menopoz öncesi dönemdeki semptomlarının kontrol edilmesinde etkilidir. Kemik mineral oranında artış sağlayarak kemik erimesine karşı koruyucudur. Yumurtalık kistleri ve tümörlerine karşı koruyucu özellik gösterir ve yumurtalık ve rahim kanseri gelişme riskini azaltır. Endometriozise çikolata kistlerine bağlı şikayetlerde azalma sağlar. Rahim duvarında gelişen miyomların sıklığını ve şikayetlerini azaltır. Fibrokist gelişimi gibi iyi huylu meme hastalıklarına karşı koruyucudur. Akne ve kıllanma şikayetlerinin giderilmesinde faydalıdır. DOĞUM KONTROL HAPININ YAN ETKİLERİ VE ZARARLARI Doğum kontrol haplarının çeşitli faydalarının yanında, düzenli kullanımıyla beraber çeşitli yan etkilerin gelişme riski mevcuttur. Özellikle bazı sağlık sorunları olan kadınların doğum kontrol hapı kullanması sakıncalıdır. Bu nedenle, doğum kontrol hapı kullanım kararı uzman bir hekimin değerlendirmesi sonucu, hekimle beraber alınmalıdır. Doğum hapları kullanılırken en yaygın görülen yan etki mide bulantısıdır. Yaşanan mide bulantısı kimi durumlarda şiddetli olabilir. Bu yüzden hapın uyku vaktine yakın bir zamanda alınması uygun olacaktır. Kimi durumlarda ise kişide ara kanamalar görülebilir. Bunun sebebi ise kadın doğum hapının içeriğinde bulunan östrojen hormonunun kadınlık hormonu düşük miktarda bulunmasıdır. Bu durumlarda kullanılan doğum kontrol hapını değiştirmek uygun olacaktır. Bunlara ek olarak, doğum kontrol hapı kullanan kimi kişilerde ani ve hızlı kilo alma problemi ortaya çıkabilir. Bunun sebebi ise bir önceki durumun tam tersi olarak ilacın dozunun yüksek olması olarak düşünülür. Bu yüzden hastalar durumlarını doktorlarına detaylı bir şekilde anlatmalı ve daha düşük dozlu bir ilaca geçilmelidir. Kişide pıhtı oluşum riski artar. Doğum kontrol hapı, kişiyi cinsel yolla bulaşan herhangi bir hastalıktan korumaz. DOĞUM KONTROL HAPI KİMLER İÇİN SAKINCALIDIR ? 35 yaş üstünde olan ve aktif olarak tütün ürünleri tüketen, veya yakın zamanda sigara içmeyi bırakmış 1 yıllık süre içerisinde, yüksek tansiyon hipertansiyon hastalığına sahip olan, ciddi kalp damar hastalıklarına sahip olan, önceden felç inme ya da kısmi felç geçirmiş, meme kanseri veya karaciğer kanseri olan iyi huylu karaciğer tümörü de dahil, migreni olan , safra kesesinde taş bulunan, şeker hastalığı diyabet ileri seviyede olan, Obezite ilacın alınacağı süreçte hamile olan ya da yeni doğum yapmış ve bebeğini emzirmekte olan anneler, çeşitli antibiyotik ve epilepsi ilaçlarını kullanan kişiler için uygun değildir.
yumurtalık kisti için doğum kontrol hapı kullananlar